pankobirlik genel başkanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pankobirlik genel başkanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Seyitömer özelleştirmesinin sıra dışı talibi, Hollandalı pancarcıların da İdolüymüş

2012 Yılının son büyük özelleştirmesi olan Seyitömer Termik Santrali İhalesinde 16 talipli arasında açık arttırmada 2 milyar 78 milyon dolarla son beşe kalan sıra dışı bir şirket tüm dikkatleri üzerine çekti.
Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait Seyitömer Termik Santrali ve santral tarafından kullanılan taşınmazlarla kömür üretim sahasının ihalesine katılan 15 firmanın şirket profili enerji, madencilik ve inşaattan oluşurken ana faaliyet alanı tarımsal sanayi olan Konya Şeker’in enerji sektörüne yönelik bir ihalede son beşe kadar yarışması dikkat çekti. Özelleştirme ihalesinde 2 Milyar 2 yüz 48 Milyon Dolarla en yüksek teklifi Çelikler Taahhüt İnşaat ve Sanayi A.Ş. verirken elemesiz turda en yüksek teklif 1,2 milyar dolar oldu. İlk elemeli turda tutar 1,6 milyar dolara yükselirken, Özkar İnşaat ve Elsan Elektrik ilk elenen şirketler oldu. İkinci elemeli turda tutar 1 milyar 801 milyon dolara çıktı ve Doğan Enerji ile IC İçtaş Enerji elendi.
1 milyar 912 milyon dolardan başlayan açık arttırmada enerji, inşaat ve madencilik sektöründe faaliyet gösteren firmalar yer alırken, ihalede en iddialı olan şirketlerden biri ise büyük hissedarı Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi olan Konya Şeker oldu. Açık arttırmada 2 milyar dolar barajını aşan ve son artırımını 2 milyar 78 milyon dolar ile yapan Konya Şeker, verdiği teklifle ihalede ana faaliyet alanı enerji, inşaat ve madencilik olan 11 firmayı geride bıraktı.
Verdiği sıra dışı teklifle bugüne kadar yapılan özelleştirmelerde bir kooperatif şirketi olarak en yüksek teklifi veren Konya Şeker, 2012’nin son özelleştirme ihalesinde bir ilke de imza attı. Ülkemizdeki özelleştirme tarihinde tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi hariç ilk defa bir tarımsal üretim kooperatifi tarım sektörü ile doğrudan ilgili olmayan bir özelleştirme ihalesinde yer aldı ve son aşamaya kadar yarıştı.
2012’nin son özelleştirmesinde 2 milyar 78 milyon dolarlık teklif vererek dikkatleri üzerine çeken ve hakkında kamuoyunun çok da bilgi sahibi olmadığı Konya Şeker’in bu yatırım iştahı bazılarını şaşırtsa da Konya Şeker’i yakından takip edenleri şaşırtmadı.
İşte o Konya Şeker’i yakından takip edenler arasında, gıdada dünya devi kabul edilen ve herkesin örnek aldığı Hollandalılar da vardı ve herhalde bu girişime en az şaşıranlar da onlar olmuştur. Zira, kendisini ziyaret eden bir gurup Türk gazeteciyle şeker sektörünü konuşan ve Hollanda’daki Pancar Üreticileri Kooperatiflerinin iştiraki olan gıda devi Royal Cosun’un Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Jos Van Campen daha birkaç gün önce Türk gazetecilere örnek aldıkları Türk şirketini anlatıyordu. İki kere Türkiye’ye geldiğini ve ikisinde de Çumra Şeker Entegre Tesislerini incelediğini vurgulayan Campen, “yeni yatırımlarımızda burası bize örnek oluyor” diyordu. Campen yine aynı heyete Konya Şeker’in Çumra Şeker Entegre Tesislerinde kurduğu sıfır atıkla çalışan modeli Hollanda’da uygulamak için yatırıma başladıklarını belirtirken, biyoetanolle kombinasyonlu sıfır atık modelinin etkileyici olduğunu vurguluyordu.
Geliştirdiği entegre yatırım modeliyle sıra dışı işlere imza atan ve tarım sektörünün vizyonunu değiştiren, tarımsal üretim kooperatifçiliğine yeni bir bakış açısı getiren Konya Şeker, ülkemizin son yıllarda en hızlı büyüyen, faaliyet alanını en hızlı geliştiren şirketlerinden biri. 2000’li yılların başında sadece pancar şekeri üreten ve büyük hissedarı Konya Kooperatifi olmak üzere 17 Pancar Ekicileri Kooperatifinin iştiraki olan Konya Şeker, son yıllarda yaptığı çok sayıda yatırımla faaliyet alanını çikolata ve şekerli mamullerden donuk ürünlere, tohumculuktan ham yağa, yemden hayvancılığa, plastik sanayinden enerjiye uzanan geniş bir yelpazeye taşıdı.
Sıfır atıkla çalışma prensibi çerçevesinde Biyoetanol üretimiyle enerji sektöründe biyoyakıt üreticisi olarak yer alan Konya Şeker, otoprodüktör olarak kendi üretim tesisleri için gerçekleştirdiği elektrik üretiminde edindiği tecrübeyi daha ileri bir noktaya taşımak amacıyla geçtiğimiz yıl elektrik üretim lisansı aldı ve akışkan yataklı kazan teknolojisiyle ilk termik santralini Çumra’da kurarak 2012’nin dördüncü çeyreğinde elektrik üretmeye başladı. 37 Megawatlık Termik santral ile enerji sektöründe elektrik üreticisi olarak yer alan Konya Şeker yetkilileri verdikleri beyanatlarda, dünyanın geleceğinde gıda ve enerji olmak üzere iki sektörün stratejik önemde olduğunu ve Konya Şeker’in her iki sektörde de büyümeyi hedeflediğini vurgulayarak, Dünya’nın geleceğinde yükselen sektörlerden biri olarak gördükleri enerji sektörünün tarımsal üretim açısından da stratejik önemde olduğunu vurgulayan şirket yetkilileri üretici ortaklarının tarımsal faaliyetlerinde sürdürülebilirliği teminat altına almak ve çiftçinin tarımsal üretimde enerjiye rekabetçi yapıyı muhafaza edebilecek fiyatlarla ulaşabilmesi için, enerji sektöründe tarım kooperatiflerinin de yer alması gerektiğini savunuyorlar.

Dünya Şeker Sektörünün Devleri Londra’da Toplandı

Şeker Pancarı ve Kamış Üreticileri ile Şeker Sanayinin Devleri İngiltere’de Toplandı;
Gündemde Fransa ve Türkiye Öne Çıktı
Kısa adı WABCG olan Dünya Pancar ve Kamış Üreticileri Birliği ile Uluslararası Şeker Üreticileri Birliği (ISO) tarafından düzenlenen ve 26 Kasım’da başlayan organizasyonda şeker pancarı ve kamışı üreticilerinin temsilcileri ile şeker sektörünün devleri bir araya geldi. WABCG ile ISO’nun İngiltere’nin başkenti Londra’da ortaklaşa düzenlediği ve şeker sektöründe dünyanın en büyük üretici ülkelerini bir araya getiren organizasyona yaklaşık 200 temsilci katıldı.
Avrupa’da 4’ncü, Dünyada 5. büyük pancar şekeri üreticisi olan Türkiye’yi toplantılarda WABCG de Pancar üreten ülkeleri temsilen Yönetim Kurulunda da görev yapan Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk ve beraberindeki heyet temsil etti.
23’üncü İstişare Toplantısı WABCG’nın dönem Başkanı W. Martin’in  (NFU İngiltere Milli Üreticiler Birliği) açılış konuşması ile başlarken,  toplantıya Fransa ve Türkiye’deki gelişmeler damga vurdu.
Şeker pancarı ve kamışı endüstrisindeki gelişmelerin yanı sıra doğal bir ürün olan pancar ve kamış şekerine alternatifi olarak kullanılan tatlandırıcıların tüketici sağlığına etkileri ve bu tatlandırıcıların gıda sanayinde kullanımının azaltılabilmesi için şeker sanayinde ürün çeşitlemesine yönelik çalışmalar konusunda bilgilerin de paylaşıldığı toplantıda Biyoetanol pazarındaki büyüme ve sektöre etkileri de değerlendirildi.
Üye ülke temsilcilerinin hem üretimleri ile ilgili bilgileri, hem iç pazarlardaki trendleri ve tarımsal üretimle endüstrideki yenilikleri hem de uluslararası pazarlar ve sektörle ilgili görüşlerini paylaştıkları 23’üncü İstişare toplantısının ilk gününe, Fransa ve Türkiye’deki gelişmeler damga vurdu.
İstişare toplantısının ilk gününde yapılan sunumlar sonunda, Fransa’da şeker sanayinde pancar üreticileri kooperatiflerinin payının %80’e çıkması ve Türkiye’de 2013 yılından itibaren Biyoetanolün benzinle karıştırılarak kullanımının başlayacak olması en çok ilgi çeken konular oldu.
İstişare toplantısının sabah oturumunda Fransa şeker sektörü hakkında bilgi veren CGB (Fransa Pancar Üreticileri Birliği) Genel Müdürü Alain Jeanroy, son istişare toplantısından bu yana Fransa’da sektörün büyük bir değişim yaşadığını ve şeker sanayinde kooperatifleşme eğiliminin kuvvetlendiğini söyledi. 2011 yılı itibarıyla şeker sanayinde faaliyet gösteren fabrikaların %60’ı şeker pancarı üreticilerine aitken bu oranın bugün itibarıyla %80’in üzerine çıktığını belirten Jeanroy, şeker sanayindeki bu kooperatifleşme eğiliminin gittikçe güçlenmesinin şeker sektörünün özelliğinden kaynaklandığını vurguladı. Jeanroy’nun konuşmasından sonra söz alan ve Hollanda, ABD gibi ülkelerde pancar şekeri sanayinin tamamının pancar üreticileri kooperatiflere ait olduğunu ve pancar üreticilerinin işin sanayisini de yaptığını hatırlatan konuşmacılar, sektörde genel trendin kamu ve özel sektör işletmelerinden kooperatif işletmelere yöneldiğini belirttiler. Şeker sektörünün özelliği gereği tarımsal üretimle sanayinin uyumlu ve bir birine entegre çalışma mecburiyetinin olduğunu belirten konuşmacılar, dünya genelinde şeker sanayinde üretici kooperatiflerin payının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörüsünde bulundular. Tüm sektörlerde olduğu gibi Avrupa’da ve çeşitli ülkelerde şeker sanayinde de bir dönem özelleştirme rüzgârlarının estiğini belirten konuşmacılar, rüzgârın özelleştirmeden kooperatifleşmeye doğru yön değiştirdiğini belirttiler. Şeker sektörü açısından özelleştirmenin bir tecrübe olduğunu ve bu tecrübenin şeker sanayinde pancar üreticileri kooperatiflerinin mutlaka yer alması gerektiğini ispatladığını belirten temsilciler sektörde endüstriyel üretimle tarımsal üretimin bir bütün olduğunu vurguladılar. Yaşanan süreçte, şeker sektöründe işletmeciliğini özel sektörün yaptığı endüstriyel tesislerin birçoğunun tarımsal üretim planlamasında yetersiz kaldığı ve entegrasyonda yaşanan bu kopukluğun uzun vadede hem ülke toplam üretimini hem tarımsal üretimdeki verimliliği hem de sanayi üretimindeki verimliliği olumsuz etkilediğini gözler önüne serdiğini belirttiler. Özel sektörün temel yaklaşımının kâr üzerine kurulduğunu ve firmaların kısa dönemde kârlarını maksimize etmek için planlı tarımsal üretimi ihmal ettiklerini, aynı araziye belli aralıklarla ekimi yapılması gereken şeker pancarında münavebenin bozulmasına göz yumdukları hatta teşvik ettikleri için doğal dengenin de bozulmasına sebep olduklarını belirten sektör temsilcileri, pancar üreticileri kooperatiflerinin birinci önceliğinin üretimde süreklilik olduğunu bu nedenle şeker sektörünün yapısına en uygun işletme modelinin üretici kooperatiflerinin işin sanayisini de yaptıkları model olduğunu vurguladılar. Bu modelle pancar şekeri üretimi yapan ve sektörde üretici kooperatifleri payının %100 olduğu ABD’de ve Hollanda’da sistemin başarıyla işlediğini ve hem tarımsal üretimdeki verimlilik hem de sanayi verimliliği açısından rekabetçi yapısı en güçlü ülkelerin yine bu ülkeler olduğunu hatırlatan sektör temsilcileri, bu modelin diğer ülkelerde de yaygınlaşmasının sektörün alternatif ürün guruplarına karşı rekabet gücünü de arttıracağını söylediler.
Fransa Temsilcisi Jeanroy’dan sonra söz alan Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı ve WABCG Yönetim Kurulu Üyesi Recep Konuk, Türkiye’deki şeker sektörünün durumu ve gelişim trendi hakkında bilgi verirken özelleştirme sürecinde hükümetin üreticiler tarafından memnuniyetle karşılanan bir karar verdiğini belirtti. Konuk, kamuya ait 25 şeker fabrikasından iki portföy halinde 10 fabrikanın satışa çıktığını, ihalenin yapıldığını ancak hükümetin sürecin şeker sektörüne ve tarımsal üretime olası olumsuz etkilerini hesap ederek inisiyatif kullandığını ve özelleştirmeyi iptal ettiğini söyledi. Fransa’da sektörde gittikçe kuvvetlenen ve şeker fabrikalarında %80’e ulaşan kooperatifleşme eğilimini, Türkiye şeker sektörünün yeniden yapılanması açısından önemli bulduklarını, hükümetin de süreçle ilgili yeni yol haritasını çizerken dünyadaki yapılanmaları titizlikle inceleme kararlılığında olduğunu bildiklerini vurgulayan Konuk, Türkiye’nin araçlarda 2013 yılında biyoetanol kullanımını zorunlu hale getirerek sektörle ilgili önemli bir gelişmeye daha imza attığını söyledi. EPDK’nın aldığı kararla 2013 yılından itibaren %2 oranında biyoetanolün benzinle harmanlanarak kullanımının zorunlu hale getirilmesini hem tarımsal üretim hem de şeker sanayi açısından önemli bulduklarını ve bu karar nedeniyle hükümete sektör olarak müteşekkir olduklarını belirten Konuk, “bu kullanım oranı 2014 yılında %3’e çıkacak. Bu oran ABD, Brezilya ve Avrupa’daki sektör temsilcileri dostlarımız için düşük bir oran gibi gelebilir. Nitekim onlar ülkelerinde ulaştırma sektöründe totalde %25’lik, %10’luk oranlara ulaştılar. Ancak bu bizim ülkemizde biyoetanolde ilk adım ve ilk adımı da büyük attık. Bizim hem şeker sanayimizin kapasitesi, dolayısıyla melastan yakıt etanolü üretme potansiyelimiz, hem de tarımsal üretim ayağındaki şeker pancarı üretim potansiyelimiz düşünüldüğünde biz eminiz ki, uygulamada elde edilecek başarıyla kısa vadede ulaştırma sektöründe biz de önce Avrupa ile sonra da Brezilya ve Amerika ile aynı kullanım oranlarına ulaşabiliriz. Biyoetanol ile ilgili kapının açılması gerekiyordu.  Bu kapı açıldı. Yani yeni bir pazar yeni bir sektör kuruluyor. Bu açıdan hükümet üzerine düşeni yaptı. Yani biz üreticilerin önüne yeni bir kapı açtı. Bu kapıdan girip hızla ilerlemek artık biz üreticilerin elinde. Türkiye’nin toplam ithalatında birinci kalem ham petrol ve Türkiye bu kalemi olabildiğince azaltmak çabasında. Yani biz tarım sektörü ve şeker sanayi olarak ne kadar çok üretirsek üretelim bize yeter demeyecek bir pazar var. O nedenle kapının açılması bizim için %2’lik %3’lük orandan daha önemliydi ve o kapı açıldı” dedi.

10 Temmuz 2012 Salı

Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Habertürk Tv'de Çıkış Yolu Programına Katıldı



Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Çumra Şeker Entegre Tesislerinden Habertürk Televizyonu Çıkış Yolu Programının Canlı Yayınına Katıldı. Tarımsal sanayinin her alanında çiftçiye para kazandırmak adına yatırımların devam edeceğini söyledi.